AFN.AZ / AHISKA-

AHISKA-

AHISKA-


Bu gün Ahıska Türkü qardaş-bacılarımızın 1944-cü ildə zorla evlərindən sürgün edildiyi gündür.



Millət vəkili Qənirə Paşayeva Ahıska türklərinə şeirlər ithaf edib. AFN həmin şeirləri təqdim edir:

1-ci şeir

Ahıska! Çığlığısın içerimde yıllardır
Ağlayan yetim kızın!
Ne zaman “ah” ile adını ansam;
Gözlerimden yaş süzülür ansızın…
Ahıska! Hasretiyle tutuştuğum;
Kokusundan ayrı kaldığım annem!
Sürgüne gittiğim o günden beri;
Senin özleminle çarpar bu sinem!
Ahıska! Bir ömür geçirdim senden uzakta!
Senden ayrı bir diyarda ölürsem eğer
Bu son vasiyetimdir evlatlarıma:
Mezarım başında fatiha okuyarak
Serpsinler kabrime Ahıska kokan
Bir avuç toprak!
Ahıska!Sensin içimde yanan kor ateş;
Sensin, ezeli ve ebedi yurdum!
Kavuşma ümidiyle yaşadım bunca yıldır;
Ümitler ki benim yenilmez ordum!
Ahıska! Sen talan olmuş Türk yurdunun;
Gözü yaşlı maralısın.
Evladından ayrı düşmüş;
Anne gibi yaralısın…
Ahıska! Senden ayrılalı gülmedi yüzüm
Ne zaman seni ansam, gözlerim dolar.
Unutma! Benim gözyaşlarımdır,
Senin dağlarında çağyalan sular!
Ahıska! Söyle, hâlâ akıyor mu
Suları sevdalı pınar?
Söyle hâlâ duruyor mu
Gövdesine sevdiğimin adını
Bıçakla yazdığım çınar?
Bedduası mı tuttu bizi koca çınarın?
Yıllar yılı hasret kaldık vatana…
Ne zaman döner bilmem Ahıska göllerine;
Eşinden ayrılan yeşilbaş suna…
Ahıska! Sendin bizim vatanımız, elimiz…
Sana biz: “Ebedi Türk yurdu” dedik…
Çekilince üstümüzden hilal gölgesi;
Türk olmanın bedelini ödedik…
Ahıska! Hazin bir ağıtsın sen Üzeyir’in dilinde,
Ağladıkça gözlerinden kan damlar.
Bir ağıt ki, ateş yanar külünde;
Bir ağıt ki, her sözünde ibret var:
“Ahiska bir gül idi, gitti.
Bir ehl-i dil idi, gitti.
Söyleyin Sultan Mahmut’a
İstanbul kilidi gitti..”
Götürsün bu ağıdı deli rüzgarlar,
Altay’dan Tunaya, Türk ellerine…
Kuşlar kanat çırpıp haber eylesin;
Turan ülkesine, Türk erlerine:
Ahıska! Yitirme ümidini bir gün de olsa,
Gelecek senin de altın çağların!
Bekle evlatlarını derviş sabrıyla;
Yeşertsin ümidi ulu dağların;
Birleşince tek bayrak altında erler;
Aydınlanacak yurtların, ocakların yanacak!
Bitecek yüz yılık esaret, zulüm;
Ahıska! Yeniden Türk’ün olacak…



AHISKAM!



2-ci şeir

Çaldı kampanalar gece yarısı;
Sirenlerden nefret ettim Ahıskam!
Beni senden, seni benden ayıran
Tirenlerden nefret ettim Ahıskam!
Talan oldu mor sümbüllü bağımız,
Gülümüzü soldurdular ilahi!
Bir gece vaktinde koskoca halkı;
Tirenlere doldurdular ilahi!
Abastuban, Adigön kaldı geride
Aspinza, Ahılkelek bir bir kayboldu.
Soğuk vagonlarda, dehşet gecede
Azgur ve Hırtız’ın gülleri soldu…
Bahar coşkusuyla çıkardık yaylalara;
Ulgar Yaylası’nda halayım, barım kaldı.
Posof Çayının suları hala söyler mi bilmem;
Ezgiler, nağmeler, türküler yarım kaldı.
Ayrılık, sürgün, zulüm…
Başında bin bela; bin kahır Ahıska’nın
Kızlar Kale, Altun Kale, Avhatçı Kale;
Türk yurdu olduğunu, anlatır Ahıska’nın.

QƏNİRƏ PAŞAYEVA
14-11-2017, 14:43
Geri qayıt